10 Eylül 2012 Pazartesi

İtalya Rüzgar ve Güneş Enerjisinde Tasarımını Konuşturdu



İtalyan tasarımcılar tarafından tasarlanan köprü, güneş ve rüzgardan yararlanarak Eskimiş, kullanılmayan viyadükleri yenilenen ve hem enerji üreten hem de fütürist, şık görünen bir köprü nasıl olurdu? İtalya'da bir yarışmada tasarlanan "Güneş Rüzgarı" adındaki rüzgar türbini viyadüğü ile bu gerçek olabilir.
İtalya'nın güneyi kullanılmayan, eski viyadüklerle kaplı. İtalya'nın güneyindeki Calabria
bölgesi yakınlarındaki kasaba yetkilileri, bu viyadükleri yıkmak için 50 milyon $ harcamak yerine, "Güney Güneş Parkı" isimli bir yarışma düzenleyerek tasarımcılardan ve mühendislerden, mevcut yapıları yeniden kullanmak için çevre bilinçli projeler üretmelerini istediler.



Francesco Colarossi, Giovanna Saracino ve Luisa Saracino adlı üç İtalyan tarafından tasarlanan Güneş Rüzgarı, birçok çevreci özelliğe sahip. Tasarlanan proje, vadi boyunca uzanan köprünün ayakları arasındaki boşluğu dolduran dev rüzgar türbinlerinden oluşuyor. Ekip bu boşluklara, yılda 36 milyon kWh elektrik üretecek 26 rüzgar türbini yerleştirmeyi amaçlıyor. Geniş açık alanlar, yüksek irtifa, sürekli ve tutarlı bir rüzgar hızı için mükemmel bir arazi ile birlikte düzenli olarak bol enerji elde edileceği neredeyse garanti gibi.

Ayrıca köprünün üstünden geçen karayolu; şeffaf, plastik kaplı, yoğun güneş hücreleri ile kaplanacak. Bu şekilde de 11,2 milyon kWh elektrik üretilmesi hedefleniyor. New York'takine benzeyen, fakat çok daha muazzam bir ölçekte olacak viyadük, mesire alanları ve parklara da sahip olacak. Sürücüler durup panoramik manzaranın birkaç fotoğraf alabilecek, temiz havayı içine çekebilecek ve hatta yol boyunca kurulacak olan güneş enerjili seralardan taze ürünler satın alabilecek.

Mühendislik ile estetiği, mükemmel yenilikçilikle bir araya getiren bu konsept tasarımı gerçekten bu kadar özel yapan şey ise, gerçeğe dönüştürülmesinin hiç de zor olmaması. Tasarım bu haliyle Photoshop stüdyolarında sonsuza dek yaşamaya mahkum olan benzerlerinden ayrılıyor.

Kullanılmayan yapıları yeniden kullanmak üzere değiştirilen, 15 bin evin elektrik ihtiyacını karşılayacak toplamda 40 milyon kWh elektrik üreten, panoramik manzaraları fotoğraflamak için bir şans yaratan ve hatta taze ürünleri satın almanıza izin veren bu tüm yapı, yeşil bir ütopya gibi. Akıllıca tasarlanan proje, geleceğin enerji sistemlerine de adeta ışık tutuyor.

29 Haziran 2012 Cuma

Nükleer Zengini Almanya'nın Başarısı


Reuters ajansından 28 Mayıs Almanya kaynaklı bir haber, medya’da pek yer almadıysa da enerji açısından müthiş haber sayılır. Almanya, önceki 25-26 Mayıs Cuma Cumartesi günleri öğle saatlerinde toplam elektrik enerjisinin %50’sinin Güneş’ten sağladı. 22 gigavat (GW) düzeyindeki bu fotovoltaik enerji rakamı bir Dünya rekoruydu.

Söz konusu 22 GW Güneş enerjisi, 26 GW maksimum kurulu kapasiteden elde edildi. Almanya gibi pek güneşli olarak bilinmeyen bir ülkede 1-2 gün için bile olsa bu rakam oldukça önemli. Çünkü 20 kadar nükleer reaktöre karşı gelmekte.

Bilindiği gibi Almanya, Fukushima felaketinden sonra nükleer enerjiyi terketme kararı almıştı. Çalışmakta olan nükleer santrallardan sekizi hemen kapatılacak, diğer dokuzu için de 2022 yılına kadar beklenecekti.

Almanya doğacak enerji açığını rüzgar güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan karşılama planları yapmakta. Böylece, 2020 yılında sera gazı salınımlarını 1990 yılı düzeyinin %40 altına indirmeyi hedefliyor.

Almanya, yıllık elektrik enerjisi ihtiyacının %20’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayarak, bu konuda Dünya lideridir. Almanya’nın Güneşten sağladığı (fotovoltaik) enerji, Dünyanın tüm diğer ülkelerinin toplamından daha çok. Almanya tüm elektrik enerjisi ihtiyacının %4’ünü Güneşten elde ediyor.

Rüzgar konusunda Almanya’nın yatırım ve ilerleme düzeyi Danimarka’nın bu konudaki Dünya önderliğine henüz ulaşmış değil. Danimarka’da bazı günlerde ve saatlerde üretilen rüzgar enerjisinin önemli ölçüde katkısı ile enerji arzı, ihtiyacı aşmakta. Bu olaya enerji ekonomistleri enerji maliyeti sıfırın altına inmekte demekteler. ABD’nin bazı bölgelerinden de benzeri haberler gelmekte

Danimarka rüzgar enerjisinde elde ettiği enerji fazlasını Avrupa’nın diğer ülkelerine satma kararını düşünürken, İspanya’dan geçtiğimiz kış önemli bir istatistik geldi. Şubat ayında iki hafta boyunca rüzgar enerjisi ülkenin elektrik enerjisinin %30’unu karşıladı.

Şimdi tekrar Almanya’ya dönersek, Ağırlıkla ülkenin Kuzeyinde, Baltık ve Kuzey Denizi kıyılarında üretilen rüzgar kaynaklı enerjiyi Güney’e taşımak için büyük taşıma hatları yatırımları planlanmakta. Hedefte 3800 km yeni enerji nakil hatları inşası var.

Bunun 2100 kilometresi yeni teknolojiye dayalı doğru akım (DC) hattı, geri kalan 1700 kilometresi bildiğimiz yüksek voltaj alternatif akım (AC) hattı olacak. Planlamalara göre Kuzey Denizinde 2022 yılında 10 GW, 2030 yılında ise 25 GW kurulu güçle rüzgar enerjisi üretilecek. Bu enerji yaklaşık 5000 rüzgar türbininden gelecek

Enerji nakil hatlarının maliyeti az değil. Söz konusu hatları tamamlamak için gerekli olan 20-25 milyar avronun finansmanı için kamu ve özel kaynakların kullanılması tartışılıyor. Bir bakıma da bu projelerin bir an önce başlamsı gerekir ki üretilen enerji yerinde kalmasın. Aksi takdirde Güneyde ortaya çıkacak enerji açığı da bunu zorunlu kılıyor.

Nükleer santralların kapatılma kararı ile Almanya enerji sorununu, tam cepheden ve ciddi şekilde ele aldı. Umarız Almanya birçok başka ülkeye de örnek olur.

Kaynakça:

8 Mayıs 2012 Salı

Rüzgar Bizim Dostumuz


Yenilenebilir enerji alanında tüm dünyada önemli yatırımlar yapılıyor ve araştırma merkezlerinde bu işe büyük kaynaklar ayrılıyor. Güneş enerjisinin dışında etkili bir elektrik kaynağı olan rüzgar enerjisinin daha yaygın kullanılması için son dönemde önemli projeler geliştirildi.
Bunlardan en heyecan vericilerinden biri yerden bağımsız rüzgar türbinleri. Uçan Rüzgar Türbinleri olarak adlandırabileceğimiz yeni nesil türbinler, kule olmaksızın havada asılı durabilmekte ve sürekli rüzgar çekiş avantajıyla çok yüksek enerji değerlerine ulaşabilmekte.
Altaeros Energies isimli şirket, yeni nesil türbinleriyle 350 feet yüksekliğe (106.68 metre)ulaşabiliyor. Standart rüzgar türbinlerine kıyasla iki kat fazla enerji üreten türbinlerin 1000 feet yükseklikte çalışabilecek kapasitede oldukları ve bunun için çalışmaların sürdüğü belirtilmiş.

22 Nisan 2012 Pazar

Yenilenebilir Enerji Yatırımları İçin Teşvik Paketi


Teşvik paketinde yer alan 'Rüzgâr enerjisi ekipmanları üretimi teşviki' yatırımcıyı hareketlendirdi. EPDK Başkanı Hasan Köktaş, "Her hafta yerli-yabancı yatırımcı geliyor" dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Cumhuriyet tarihinin en büyük teşvik paketinde yer alan 'Rüzgâr enerjisi ekipmanları üretimi teşviki" yerli ve yabancı yatırımcılarda doping etkisi yarattı. Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, neredeyse her hafta yatırım için kapılarını çalan yerli-yabancı ekipman üreticilerini ağırladıklarını anlattı. Türkiye'de enerji üretiminde kullanılan yerli türbin üreticilerinden Era Şirketler Grubu'nu ziyaret eden Hasan Köktaş, projelerini SABAH'a anlattı. Köktaş, Türkiye'de sadece rüzgâr enerjisi alanında yapılacak 8 bin megavat kapasiteli yatırımların yaklaşık 15 milyar dolarlık ekipman anlamına geldiğini belirterek, "Bugüne kadar enerjinin câri açığa etkisini tartıştık. Bu ekipmanların çoğu ithal ediliyor. O enerjiyi üretmek üzere Türkiye'ye ithal edilen ekipmanın câri açığa ciddi etkisi var" dedi. 
YATIRIMCI AKIN EDİYOR 
Elektrik üretiminde yerlileşmeye çalıştıklarını anlatan Köktaş, "Enerji Bakanlığı tarafından çıkarılan Yenilenebilir Enerji Kanunu'nda yüzde 100 yerli ekipman kullanımı halinde yüzde 50 ilave teşvik var" diye konuştu. Bu teşviklerin yerli ekipman yatırımlarına hız kattığını aktaran Köktaş, "Enerji sektöründe en büyük eksik yerli ekipman üretimiydi. Bazı yerel şirketler üretime başladı. Şu anda neredeyse her hafta yerli ve yabancı birçok firma bize yatırım talebiyle geliyor. Ekipman üretimi yapmak isteyen birçok yerli, yabancı yatırımcı var. Son dönemde gelip giden yabancı yatırımcı profili de bu teşvik sisteminden çok olumlu etkilendi" dedi. 

EN CAZİP PİYASA
Türkiye'nin yerli ekipman ve enerji yatırımlarında dünyanın en cazip piyasalarından biri haline geldiğini anlatan Köktaş, "Daha dün gücü 75 bin megavatla Türkiye'nin 1.5 katı olan Güney Koreli şirketin CEO'suna enerji sektörümüzün 2030 yılı vizyonunu anlattım. Lisans alma süreci, yerli üretimin payı gibi konularda konuştuk ve bu fotoğrafın içinde yer almak istediğini bildirdi" dedi.

İKİ DÜNYA DEVİNDEN BİRİ YATIRIMA GELİYORTürkiye'nin ilk yerli türbin üreticilerinde Era Grubu Başkanı Alpay Ünal, teşviklerin ardından dünyanın en büyük jeneratör üreticilerinin Türkiye'ye yatırım talebi olduğunu belirterek, "Jeneratör satan bu şirketler arasında dünyanın en büyük türbin üreticileri Siemens ve General Electric de var. Biz de bu şirketlerden jeneratör alıyoruz. Türkiye'deki potansiyeli görünce yatırım kararı aldılar. En az 35 milyon euroluk yatırım yapacaklar" dedi.

1 Nisan 2012 Pazar

Yenilenebilir Enerjiye İklim Bonoları

 Dünya ekonomileri iklim değişikliği ile mücadelede konvaksiyonel finansman yöntemlerinin dışında, yenilikçi mali yaklaşımlar ve finansal araçlar geliştiriyor. İklim bonoları yenilenebilir enerji yaratımlarının finansmanı için ciddi kaldıraç etkisi oluşturuyor ve yatırımcılara yeni fırsatlar sunuyor.
  • İklim bonoları Türkiye için bir seçenek olabilir mi? 
  • Türkiye'de yenilenebilir enerji yatırımlarının finansmanında kurumlar ve devlet tarafından iklim bonoları piyasaya arz edilebilir mi? 
  • Yatırımcılardan iklim bonolarına talep gelir mi?
 Yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımların etiketlenerek, bu alanlardaki yatırımlara destek sağlanması yurt dışındanda yatırımcı çekmesini sağlayacaktır.


11 Mart 2012 Pazar

Kur'an-ı Kerim ve Yeryüzü


- el-RUM : 41. İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır.
Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.

Yeryüzü, üzerinde taşıdığı sayısız nimetler ve güzelliklerle insana emanet edilmiştir. Bu emanete, ancak onun tabii dengesini
koruyarak riâyet edilebilir. Hâlbuki insan eliyle yeryüzünün tabii dengesi bozulmaya başlamıştır. Teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı çevre sorunları, sanayi atıkları ekolojik dengeyi bozmaktadır. Bunun sonucunda toprak, su ve hava kirlenmekte ve zehirlenmekte, nice hayvan ve bitki türleri yok olup gitmektedir. Hatta bu bozulmanın genetik bozulmaya bile yol açması söz konusudur. Buna bir de sosyal hayattaki bozulma eklenince insanın, Allah’ın koyduğu değerleri dikkate almamasının acı faturası ortaya çıkmaktadır.
Âyette, yeryüzünün bu şekilde bozulmasına sebeb olan insanın, bunun acı sonuçlarının bir kısmını dünyada tadacağına, asıl cezasının ise ahirette olacağına işaret edilmektedir.İnsanın yapıp ettikleri sonucu karada ve denizlerde ortaya çıkan bu bozulmaya asırlarca önce işaret edilmiş olması dikkat çekici değil midir?

- el-BAKARA : 205. O, dönüp gitti mi (yahut bir iş başına geçti mi) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.


 el-A'RÂF : 56. Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır.


  "Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran/Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez."


- el-HUD :61. Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i peygamber gönderdik. Dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin.
Sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yok. O, sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi oranın imarında görevli (ve buna donanımlı) kıldı.6 Öyle ise O’ndan bağışlanma dileyin; sonra da O’na tövbe edin.
Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap verendir.


 Bu âyet-i kerimede insanoğluna çok hayatî bir mesaj verilmektedir. Çünkü yeryüzü, Allah’ın insana bir emanetidir. Bu emanetin, Allah’ın yeryüzünde yarattığı tabii denge çerçevesinde korunması, geliştirilmesi ve imar edilmesi gerekir. Allah’ın yeryüzüne koyduğu tabii dengeye zarar verecek her türlü anlayış ve eylem de Kur’an’ın bu mesajına ters düşer. Çünkü insana verilen görev yeryüzünün
imarıdır, tahribi değil.

4 Mart 2012 Pazar

Solar Şarj



İhtiyaç duyduğunuz her yerde yanınızdan ayıramıyacağınız güneş enerjili şarj aletini güneş ışığına bıraktığınızda, cihazın üzerinde bulunan güneş paneli sayesinde ürettiği elektrik ile cihazın içerisinde bulunan şarj edilebilir bataryayı şarj ediyor.Sizde bataryada bulunan enerjiyi cihazlarınıza transfer ederek şarj imkanını elde ediyorsunuz.


<

Bitenekadar

16 Şubat 2012 Perşembe

Türkiye'nin Yenilenebilir Enerji Potansiyeli

Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği (TMMOB) Makine Mühendisleri Odası; Türkiye'nin hidrolik kaynaklar potansiyeli 135 Milyar kWh/yıl elektrik üretimi, rüzgar enerjisi potansiyeli 130 milyar kWh/yıl elektrik, jeotermal potansiyel 31 bin 500 MW (bu potansiyelin 600 MW'ı elektrik üretimine uygun), biyokütle 8,8 MTEP (1,3 milyar kWh/yıl-elektrik) ve güneş enerjisinde 80 MTEP (380 Milyar kWh/yıl-elektrik) olarak açıklandı. Türkiye'de 2010 yılında 210,18 Milyar kWh olarak gerçekleşen toplam elektrik üretiminin de yüzde 24,5'i hidrolik, yüzde 1,35'i rüzgar, yüzde 0,47'si jeotermal kaynaklardan karşılandığına da dikkat çekildi.





Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği (TMMOB) Makine Mühendisleri Odasının toplantısında, Türkiye'nin enerji bağımsızlığında önemli bir rol üstlenecek olan yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi önemli bir görev olarak nitelendirildi. Enerji ithalatı ve ithal teknoloji bağımlılığı, Türkiye'nin dış ticaret dengesi üzerinde olumsuz etki oluşturan en önemli faktör olarak gösterildi. Müdahale gerekliliği vurgulanarak, stratejik yaklaşım ortaya konulması, her kaynak için verimlilik standartları ve kabul edilebilecek alt limitler belirlenmesi gerekliliğine işaret edildi.

Yenilenebilir enerji üzerine üniversiteler ve teknoloji bölgelerinde birçok araştırma, ürün projesi, tez ve araştırma çalışmaları yürütülmesi istenilen toplantının sonuç bildirgesinde, şu hususlara dikkat çekildi: "Bu çalışmalarda teknolojik seviye genellikle yetersizdir. Yerli üretim sanayi, dünya çapında kabul edilebilir ürün geliştirme yönünden zayıftır. Mesleki eğitim, belgelendirme, değerlendirme, uygulamaya yönelik koordinasyon yoktur. Kullanılacak teknoloji asgari verimi (türbin verimi, panel verimi, sistem verimi v.b.) göz önüne alınarak dünyada kullanılan iyi/verimli teknolojilerin Türkiye'ye adaptasyonu özendirilmelidir. Enerji sektörüne makine ekipman üreten sanayilerin kümelenmesi teşvik edilmeli ve rekabet öncesi işbirliği ağları geliştirilmelidir. EPDK analizlerine göre Türkiye'nin 2010–2030 döneminde önemli bir bölümü yenilenebilir enerji olan enerji yatırımı ihtiyacı 225–280 milyar dolardır. Bu büyük tutarın azami bölümünün yurt içinde kalabilmesi için enerji üretim ekipmanlarının yerli üretiminin yanı sıra, yatırımlarda ihtiyaç duyulan tasarım, avan ve detay mühendislik, teknik işgücü ve müteahhitlik hizmetlerinin yerli kuruluşlarca yurt içinden karşılanması esas olmalıdır."

>Ülkemizde yeterli ve donanımlı teknik eleman ve işgücü olmasına rağmen tasarım ve projelendirme konularında yabancı firmalara hatırı sayılır bedeller ödendiği, özellikle hidroelektrik enerji santrallerinin elektromekanik teçhizat bedeli olan yüzde 18 ile yüzde 26 arası bir bedelin tasarım ve proje ücreti olarak yabancı firmalara verildiği vurgulandı. Bu meblağların yatırımlar içinde milyarlarca dolara ulaştığı dikkate alınarak, mevcut durumun aşılmasında üniversite ve sanayi işbirliği ile tasarım-proje konularında ortak çalışma benimsendi.

4 Şubat 2012 Cumartesi

Yenilenebilir Enerji Eksik İlgi Alaka

Sabah gazetesi 2000-2010 arasında 236 yenilenebilir enerji haberi yayınlamış. Bunun % 39'u finansman, % 25'i regülasyon, %14'ü bilim, % 6'sı uluslararası ilişkiler, % 5'i siyaset, % 3'ü iklim değişikliği, % 2'si bölgesel kalkınma. Gazetenin editöryal kategorisinde ise yenilenebilir enerji haberlerinin yüzde 63'ü ekonomi bölümünde yer alırken, Bunu yüzde 20 ile yazarlar kategorisi izlemiş.


Zaman gazetesinde ise 2000-2010 arasında 1.146 yenilenebilir enerji haberlerinden % 25'i regülasyon, %18'i finansman,  %15'i bilim,  %11'i uluslararası ilişkiler, %7'si iklim değişikliği, %7'si bölgesel kalkınma, %7'si siyaset, %2'si HES ve %8'i de diğer konularından oluşmuş.


Hürriyet gazetesi 2000-2010 yılları arasında yapılan 875 yenilenebilir enerji haberi %28'i finansman, %23'ü regülasyon, %13'ü bilim, %10'u siyaset, %8'i uluslararası ilişkiler, %7'si iklim değişikliği, %3'ü bölgesel kalkınma, % 2'si HES konusunu işlemiş


Hürriyet ve Zaman, 2004 yılı itibari ile (Türkiye'de Yenilenebilir Enerji Kanunu'nun ilk defa gündeme gelmesi) alternatif enerji haberlerine daha çok yer ayırırken, Sabah gazetesinde 2009 yılından itibaren yatırımların artmasıyla yenilenebilir enerji haberlerinin sayısıda artmış. 
 Gazetelerdeki yenilenebilir enerji haberlerinin yaklaşık yarısı ekonomi sayfalarında yer alırken,  regülasyonu ve finansmanı konuları toplam haberlerin %48'ini oluşturmuş.
(2000-2010)Arası gazetelerde toplam 2 bin 284 yenilenebilir enerji haberi yer almış.


Regülasyon; devletin ekonomiye direkt etki ettiği, her türlü piyasa düzenleyici faaliyeti gerçekleştirdiği iktisat politikası araçlarından biridir.











<

Bitenekadar

28 Ocak 2012 Cumartesi

Denizde Solar Enerji





 Uzaktan bakıldığında rıhtıma yanaşan mavili yeşilli deniz taşıtı, Hong Kong ile çevresindeki adalar ve yarımada arasında mekik dokuyan çok sayıdaki taşıttan farksız görünüyor.
Ama yolcular inmeye başlarken yakından bakıldığında, motor, tekne, vapur ve feribotlarda duymaya alıştığımız makine gürültüsünün olmadığı farkediliyor ve sadece çok hafif bir vınlama duyuluyor. Tepedeyse parıldayan güneş enerjisi panelleri göze çarpıyor.
Solar Eagle ve benzeri üç deniz taşıtı, golf meraklılarını denizden, golf sahasının bulunduğu adaya taşıyor. Dünyadaki ilk hibrit deniz taşıtları filosunu oluşturan bu taşıtlar, gelecekte denizciliği ve deniz yoluyla ulaşımı değiştirebilecek teknolojinin ticari kanıtları...
Filodaki taşıtlardan Solar Albatross'ta güneş enerjisi panellerle kaplı iki yelken bulunuyor. Bunlar, fosil yakıtlarına bağımlılığı azaltmak için hem güneş ışınlarının, hem de rüzgârın enerjiye dönüştürülmesinde kullanılabiliyor.


Solar Sailor'ın kurucusu Robert Dane, bu teknolojinin gemi ve tekne sahiplerine büyük yakıt tasarrufu sağlayacağını ve sıradan vapurlardan lüks süper-yatlara, demir gibi ağır yük taşıyan gemilerden donanmaya ait devriye gemilerine kadar, her boyut ve türdeki deniz taşıtlarında kullanılabileceğini belirtiyor.
50 ile 100 yıl içinde tüm gemilerde güneş enerjisi panelli yelkenler bulunacağını söyleyen Robert Dane, "Aslında son derece akılcı birşey bu. Denizin ortasındasınız, her tarafınızda ışınlar yansıyor, rüzgâr esiyor." diyor.

admin@solarsailor.com.au

<

Bitenekadar

23 Ocak 2012 Pazartesi

Güneş Enerjisini Toplayıp Kullanan Eşek Arıları




 Yakın Doğu ve Hindistan arasındaki bölgede yaşayan bir arı türü olan “doğu eşekarısı’’ (Vespa orientalis), sabah saatlerinde aktif olan diğer böcek türlerinin aksine günün en sıcak saatlerinde faaldir. Çünkü yuvalarını yer altında yapan bu arı türü midesindeki özel bir yapı sayesinde Güneş’ten gelen ışınları toplar ve Yüce Allah’ın yarattığı özel bir pigment aracılığıyla bunu enerji deposu olarak kullanır. Bilim adamlarının uzun süredir merak ettikleri, bu canlıların karınlarındaki sarı bandın işlevine ve aktif oldukları saatlerin akrabalarından neden farklı olduğuna dair soruların cevapları da bu yapıda gizlidir.


Bu arı türünün vücudunu kaplayan ve bir tür dış iskelet olan sert kütikula tabakasının kahverengi olan kısmını 160 nanometre yüksekliğinde sert oluklardan yaratılmıştır. Sarı bandın yer aldığı kısmın yapısı ise daha farklıdır. Burada bir dizi oval şekilli 50 nanometre yüksekliğindeki çıkıntı, bir diğeriyle kenetlenmiş biçimdedir. Bu yapı güneş ışınlarının yansımasını engellemekte ve ışınları bu bölgede hapsederek enerji elde etmektedir.


Yüce yaratanın bu canlıların güneş enerjisini toplamaları konusunda yarattığı diğer özellik pigment hücreleri ile ilgilidir. Kütikula içinde yer alan melanin pigmenti kahverengi iken ksantopterin pigmenti ise sarı renktedir. Bu sarı renkli pigment ışığı doğrudan elektrik enerjisine çevirerek adeta ışık hasadı yapan bir işçi gibi çalışır.





17 Ocak 2012 Salı

Nanoteknoloji

 Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği, alternatif enerji üretimi ile ilgili yeni malzeme ve proseslerin geliştirilmesi ile ilgili çalışmaların her safasında önemli bir yer tutmaktadır. Nanomalzemeler ve nano yapılar kullanılarak güneş pillerinin verimleri laboratuar skalasında %40'lara kadar yükseltilmiş ve güneş pillerinin polimer ve kumaş gibi bükülebilir alttaşlar üzerinde üretilebilmesi sağlanmıştır [3, 4]. Bunun yanısıra yakıt pillerinin boyutlarının küçülmesiyle yeni uygulama alanlarının kapıları aralanmıştır. Nanokompozit malzemeler kullanılarak çok küçük hacimlere hidrojen depolanabilmekte, yine nanokompozitler ile rüzgar türbinlerinin kanatları daha hafif ve dayanıklı olabilmektedir. Aşağıdaki figürde nano-malzemeler ve sistemler kullanılarak güneş enerjisinden elektrik üretimi şematik olarak özetlenmiştir. Fotovoltaik cihazlarda nano-yapılı malzemeler hem yarıiletken hem de yansımayı engelleyen anti-reflektans yüzeylerde kullanılmaktadır. Bunların yanısıra nano-üretim yöntemleri ile daha küçük alanlardan daha yüksek verimler elde edilebilmektedir. Güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren bir başka sistem de foto-elektro kimyasal pillerdir. Bu pillerde foto-elektrik etki ile üretilen elektrik enerjisi suyun hidrolizinde kullanılarak hidrojen gazı üretilir. Bilindiği üzere hidrojen gazı yakıt pilerinde yakıt olarak kullanılmaktadır. Yakıt pilleri küçük hacimlerde yüksek güç yoğunluklarının elde edilebilmesi ile ön plana çıkan önemli bir yenilenebilir enerji kaynağıdır [5]. Nano-malzemeler ve yapılar enerji depolama sistemlerinde de yüksek verim elde edilmesini sağlamaktadır.


GökhanTozaykurt: Girişimcilere Devletten Destek

GökhanTozaykurt: Girişimcilere Devletten Destek: Projesi olan, fikri olan, ama sermayesi olmayan kişilere devletin destek olduğunu biliyormuydunuz. 27.000 TL den, Başlayan, desteklerden bah...

12 Ocak 2012 Perşembe

Yenilenebilir Enerji İçin Güneş Pillerinin Önemi




 Güneş pilleri veya daha yaygın isimleriyle, fotovoltaik piller, üzerlerine düşen güneş ışınımını doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren kurulumlardır. İlk güneş pili, 1954 yılında, ABD’de, Bell Laboratuarlarında geliştirilmiş, daha çok uzay çalışmalarında, uyduların güç gereksinimlerini karşılamak için kullanılmışlardır. Uzay programlarının gelişimiyle birlikte, yarı-iletken sınıfı silisyumdan üretilen güneş pilleri hızlı bir gelişim göstermişlerdir. Hareketli parçası olmadığı için güvenilir bir sistem olmasına karşılık pahalı olması uzun yıllar laboratuar çalışması olarak kalmasına neden olmuştur. Güneş pillerinin, alternatif ve güvenilir bir enerji üretim sistemi olarak kullanılmaya başlanması, 1970’li yılların başında ortaya çıkan petrol krizi sayesindedir. Gelişen performanslarının yanında, maliyetlerinin azalması ve güvenilirliklerinin artması öne çıkmalarını sağlamıştır. 



Güneş pilleri, güneş ışığını doğru akım olarak elektrik enerjisine çevirir. Elde edilen elektrik, doğru akım olarak kullanılabildiği gibi, alternatif akıma dönüştürülerek de kullanılabilir veya daha sonra kullanılmak amacıyla depolanabilir. Temel olarak, güneş pili; yakıtı güneş ışığı olan, hareketli parçaları olmayan ve çevreye zararlı atıklar içermeyen bir elektrik üretim düzeneği olup, güneş ışığından her yerde yararlanmak olasıdır; ayrıca bu sistemler kolay taşınıp, monte edilebilme özelliğine sahiptir. Elektrik çıkış güçlerine göre, kol saati, hesap makinası gibi küçük güçlü yerlerden, elektrik üretim santralları gibi büyük güçlü yerlere kadar, elektrik enerjisinin gerektiği her yerde rahatlıkla kullanılabilirler. 



FOTOVOLTAİKLER 


Fotovoltaik (photovoltaic) terimi, ışıktan gerilim üretilmesi anlamına gelir ve genellikle “PV” ile gösterilir. Fotovoltaik piller için kullanılan ortak terim “Güneş Pilleri” olmakla birlikte, piller her tür ışık altında elektrik üretebilirler. Güneş pilleri, enerjinin korunumu yasasına uygun olarak, ışık enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren cihazlardır; ancak enerjiyi depolayamazlar. Işık kaynağı (örneğin güneş) ortadan kalktığında, pilin ürettiği elektrik de kesilir. Eğer elektrik gece boyunca da kullanılmak isteniyorsa, devreye bir elektrik depolayıcı (akü) eklenmelidir.

Güneş pillerinin imal edildiği pek çok materyal vardır. Fakat en sık kullanılan silisyumdur. Silisyum, dünyada oksijenden sonra en çok bulunan elementtir ve oksijenle birlikte kuartz veya daha bilinen haliyle kumu oluştururlar. Zehirsiz ve güvenilir olduğu kadar da bol bulunabilen bir malzemedir. Güneş pillerinin imal edildiği silisyum, aynı zamanda bilgisayar chiplerinin yapımında da kullanılmaktadır. Piller, enerji dönüştürme sırasında herhangi bir yakıt kullanmazlar, yakıtları gün ışığıdır. Üzerlerine düşen ışık ne kadar fazlaysa üretilen enerji de o kadar fazla olacaktır. Yakıtları olan güneş ışığı, dünya üzerinde bol oranda ve bedava bulunan belki de tek yakıttır. Üstelik rüzgar ve hidrolik enerjiye nazaran, dünya üzerinde dağılımı daha uniformdur. 

Başka malzemeler kullanılıyor olsa bile, günümüzde, pek çok güneş pili silisyumdan yapılmaktadır. Güneş pilinin üzerine güneş ışığı düştüğünde, silisyum atomunun son yörüngesindeki valans elektronunu negatif yükler. Işık foton denilen enerji partiküllerinden oluşmuştur. Fotonları, saf enerjiden oluşmuş bilardo toplarına benzetmek olasıdır ve bunlar bir atoma çarptıklarında tüm atom enerjilenir ve en kolay kopabilecek durumda olan son yörüngedeki valans elektronu kopar. Serbest kalan bu elektronda, voltaj veya elektriksel basınç olarak isimlendirebileceğimiz potansiyel enerji ortaya çıkar. Bu enerji, bir aküyü şarj etmek veya bir elektrik motorunu çalıştırmak için kullanılabilir. Önemli olan nokta, bu serbest elektronları pil dışına alabilmektir. Üretim sırasında, pilin ön yüzeyine yakın yerde bir iç elektro-statik bölge oluşturularak, bu elektronun serbest duruma geçmesi sağlanır. Silisyum kristali içine diğer elementler yerleştirilmiştir. Bu elementlerin kristal içinde bulunması, kristalin elektriksel olarak dengede olmasını önler. Işıkla karşılaşan malzemede, bu atomlar dengeyi bozar ve serbest elektronları diğer pile veya yüke gitmeleri için pilin yüzeyine doğru süpürürler. Milyonlarca foton pilin içine akarken, enerji kazanıp bir üst seviyeye çıkan elektronlar da, pil içindeki elekro-statik bölgeye ve oradan da pil dışına akarlar. İşte bu oluşan akış elektrik akımıdır.

7 Ocak 2012 Cumartesi

Yunanistan Yenilenebilir Enerji Üretim Merkezlerinin Özelleştirilmesi Planlanıyor

Yunanistan'ın TÜSİAD'ı olarak bilinen Yunan İş Federasyonu'nun (Helenic Federation Enterprises SEV) Koordinatörü Ioannis Patsiavos, Yunan hükümetinin aldığı karar çerçevesinde kamuya ait pek çok varlığın kriz nedeniyle değerlerinin altında rakamlarla özelleştirileceğine ve 2015 yılına kadar toplam 50 milyar avroluk özelleştirme yapılacağı dair açıklamaları Türk işadamları arasında geniş yankı buldu. 

Atina Havaalanı dahil 29 havaalanı, kamu bankaları, bazı adalar, limanlar, marinalar otobanlar, demiryolları, enerji tesisleri, telekomünikasyon şirketleri, su arıtma tesisleri, doğal gaz, piyango ve posta idareleri, madenler, rafineriler, yenilenebilir enerji üretim merkezleri, golf alanları, oteller ile toplam 100 milyon metrekare gayrimenkulün 2015 yılına kadar özelleştirileceği haberlerinin yansımasının ardından, Türk işadamları konuyu değerlendirmeye aldı...
        
Türkiye iş ilanlar